Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Basın Toplantısı


Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Basın Toplantısı


11 Şubat 2015 tarihinde The Marmara Otel, İstanbul’da gerçekleşen Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin 2014 yılı performansı ve 2015 yılı hedef ve faaliyetleri hakkında bilgi vermek amacıyla düzenlenen basın toplantısına basın mensupları ve sektör temsilcilerinin yanısıra Yönetim Kurulu Başkanı Bahadır KAYAN, Başkan Yardımcıları Ali ÖZİNÖNÜ, Haluk SARIALTIN, Yönetim Kurulu üyesi Kerim ERBEN ve Genel Sekreterlik personelimiz tarafından katılım sağlanmıştır. 

Toplantıda aşağıda yer alan hususların altı önemli çizilmiştir:

Çeyrek asrı aşan köklü bir geçmişe sahip olan Birliğimiz, ihracatta yerli kaynakları en fazla kullanan, net döviz girdisi ile Türkiye ekonomisi için stratejik önem taşıyan çimento, cam ve seramik sektörlerinin tek ve koordinatör birliğidir. Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri bünyesinde yer alan Birliğimiz, 10 bine yakın üyesiyle 65 bin kişiye doğrudan istihdam sağlamakta ve 200’ü aşkın ülkeye ürünlerimizi ihraç ederek Türkiye’nin dış ticaret dengesine katkı yapmayı sürdürmektedir.

      Türkiye olarak dünya çimento ihracatında 2., seramik ihracatında 4.ve cam ihracatında 17. sırada yer alıyor, ihracat performansı genel olarak her yıl artan Birliğimizle bu grafiği sürdürmeyi ve 2023 yılında her yıl ortalama yüzde 7 büyüme oranıyla 7,3 milyar dolar ihracat gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda; birliğimizin öncelikle 2014 yılı performansına gelecek olursak; ihracatta her yıl yükselen bir grafik sergileyen Birliğimiz, seramik ve cam sektörlerinde artışın sürmesine rağmen çimento sektörünün özellikle Orta Doğu’daki siyasi krizden olumsuz etkilenmesi sonucunda 2014 yılında yüzde 1 oranında düşüş yaşadı. Birlik ihracatı   3,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.

      Geçen yılki ihracatımızın en belirgin özelliği; komşu coğrafyadaki en büyük pazarlarımız olan Irak, Libya ve Rusya’ya ihracatın düşmesi, buna karşılık Almanya, İngiltere ve ABD gibi gelişmiş ülkelere yüksek oranda artışlar kaydetmemiz oldu. Birliğimizin Orta Doğu ülkelerine ihracatının azalmasında, AB krizi nedeniyle iç pazarda daralma yaşayan Avrupalı üreticilerin yeni Pazar arayışları sonrası ihracat pazarlarımızda bize rakip olması, Arap Baharı ve yerel üreticilerin lobisiyle hedef ülkelerimizin yeni ithalat bariyerleri getirmesi etkili oldu. Bu nedenle 2008 yılından bu yana sadece çimentoda bölge ülkelerine 600 milyon dolar ihracat kaybı yaşadık.

       Birliğin en büyük pazarı olan Irak’ta 2012 yılına kadar artarak devam eden ihracatımız, aynı yıl konjonktüre bağlı olarak azalış trendine girmiş, 2012 yılında yüzde 10, 2013 yılında yüzde 8 azalmıştı. Irak’a ihracattaki azalma geçen yıl ise yüzde 30 gibi yüksek bir orana ulaştı. Irak’a yaşanan düşüşte, siyasi kaosun yanında ülke içinde devreye giren yeni üreticiler ve düşük fiyatlı ithal edilen İran çimentosu neden oldu. Geçen yıl en fazla ihracat kaybını ise, bu ülkede yaşanan iç savaşın etkisiyle yüzde 37’lik oranla Libya’da yaşadık. Diğer yandan gerek ekonomik yaptırımlar, gerekse rublenin değer kaybı ve petrol fiyatlarındaki gerilemenin etkisiyle Rusya’ya ihracat yüzde 30 düştü. Rusya ekonomisindeki sıkıntılar büyüdü ve ihracatımızı durdurdu. Bu ülkeye ihracatta en az üç yıl zorlanacağımızı öngörüyoruz. Orta Doğu ve Rusya’da yaşanan olumsuz gidişata rağmen Birlik ihracatımız, Almanya, İngiltere ve ABD gibi gelişmiş ülkelere yüzde 30’lara varan oranda artış göstererek motivasyonumuzu artırdı.

Üç sektörümüzün geçen yıl sergilediği ihracat performansını ayrı ayrı ele alırsak;    

      Birlik ihracatından yüzde 23 pay alan çimento sektörümüz, yüzde 14 düşüşle 645 milyon dolar, miktar bazında da yüzde 10 düşüşle 10 milyon ton ihracat gerçekleştirdi. Siyasi karışıklıklar ve petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle en büyük pazarlarımız olan Irak, Libya ve Rusya Federasyonu’nda kaybımız yüzde 40’ı buldu. Söz konusu bölgelere ekonomik risk sürerken, buna karşılık en büyük pazarlardan Suriye’ye yüzde 73, Mısır’a yüzde 383 artış gerçekleştirdik.    Yükte ağır pahada hafif ürünümüzün Amerika kıtasına ulaşma başarısına rağmen, Doğu Afrika ve Uzak Doğu gibi pazarlara satış yapması olanaksızdır. Bizim ana pazarımız Akdeniz havzası ve yeni alternatifi Batı Afrika’dır. Ancak Batı Afrika ülkelerinde yerel oyuncular talebi karşılayamamalarına rağmen bariyerler koydurarak satışımızı engellemektedir.Dünya çimento sektörü için de önemli bir pazar olan Batı Afrika’da Ebola virüsü nedeniyle talepte azalma, navlunda ise artış oldu. Ebolanın etkisinin bugünlerde birkaç ay öncesine göre azalmaya başladığını söyleyebiliriz.

      Birlik ihracatından yüzde 32 pay alan seramik sektörümüz, yüzde 2 artışla 1,1 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Irak krizi ve yılın ikinci yarısında petroldeki düşüşten etkilenen Rusya faktörü, artış oranının düşük kalmasında etkili oldu. Bununla birlikte gelişmiş ülke pazarlarına sergilenen yüksek ihracat artışları seramikteki başarımızı ortaya koydu.  En büyük pazarlarımız olan İngiltere ve Almanya’ya ortalama yüzde 10, ABD’ye yüzde 22, İsveç ve Hollanda’ya yüzde 35’e varan oranlarda artış kaydettik.  Burada ABD için bir parantez açalım; zira dünya devine ihracatımız global kriz öncesi seviyeyi tekrar yakaladı. Bu gelişmenin faktörleri; ABD ekonomisinin canlanması ve firmalarımızın ABD’ye fuarlar ve tanıtım faaliyetleriyle önem göstermesi oldu.  Türk seramik şirketleri olarak özellikle seramik kaplamada gerek teknik kalite gerekse estetik olarak AB standartlarında üretim yapıyoruz. Üretim kapasitesi olarak da rakip ülke Çin dışında iddialı bir ülke olmaması, rekabet avantajımızı artırıyor.   Çimentoda olduğu gibi seramikte de Libya’ya ihracat yüzde 54, Rusya’ya yüzde 17 düştü. Seramikte yakın coğrafyamızda sorunların yanında sürprizler de yaşadık. Birleşik Arap Emirlikleri’nde fuarların da etkisiyle artış oranı yüzde 80’e yakın gerçekleşti.

      Birlik ihracatından yüzde 24 pay alan cam sektörümüz,  geçen yıl yüzde 8 artışla 880 milyon dolar, miktar bazında yüzde 6 artışla 614 bin ton ihracata imza attı. Türkiye ve çevre ülkelerdeki yatırımlar dahil 5,8 milyon tonu aşan üretim kapasitesiyle dünyada ve Avrupa’da ilk beş arasında yer aldığımız cam sektörümüzle başarılı grafiğimiz devam etti. Üretiminin yüzde 30’unu ihraç eden cam sektörümüzle en büyük ihracat pazarları olan Almanya’ya yüzde 17, İngiltere’ye yüzde 15, ABD’ye yüzde 17 artış kaydederken, en yüksek artışı yüzde 38 ile İran’a gerçekleştirdik.   Son 10 yılda üretimini iki kata yakın artırarak dünyada etkin konuma gelen cam sektörümüzle, stratejik hedeflerimiz doğrultusunda yerel üretici olmayı planladığımız Brezilya’da da fark yarattık. Brezilya’ya ihracat geniş ürün gamımızın sağladığı avantajla yüzde 17 arttı. Bazı Orta Doğulu üreticilere yönelik aralık ayında getirilen anti-damping vergi uygulaması nedeniyle Brezilya’ya yönelik yükselişin bu yıl da süreceğine inanıyoruz.  Rusya, Bulgaristan gibi yerel pazarlarda yatırımların artmasıyla bu bölgelere ihracatımızda ise düşüş yaşadık.

Birlik olarak 2015 yılı hedeflerine gelecek olursak;

     Bildiğiniz gibi paritedeki gerilemenin de etkisiyle Türkiye ihracatı bu yıla kayıpla başladı ama çimento, cam ve seramik olarak bizler Türkiye’nin büyümesine net katma değer sağlamaya devam etmek istiyoruz. Bu kapsamda Birliğimizle 4,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirmeyi planlıyoruz.

Sektör hedeflerimizi paylaşacak olursak;

Çimento sektörümüzde ihracattaki beklentimiz, Cezayir gibi ülkelerin Türk mallarına uyguladığı gümrük vergisinin kaldırılması ya da azaltılmasıdır. Cezayir’de Avrupa Birliği’nden ithal ürünlere sıfır olan gümrük vergisinin, Gümrük Birliği üyesi olan ülkemize yüzde 15 gibi çok yüksek vergi uygulaması devam etmektedir. Bu ülkeyi Ekonomi Bakanlığımızın yakın takibine rağmen ikna etmek mümkün olamadı. Cezayir’e gümrük vergisinin kalkması halinde çimentoda her yıl yaklaşık 100 milyon dolar ek ihracat yapılması mümkün. Yine Mısır’a Türkiye’den yapılan ithalata, siyasi bir kararla AB ülkeleri gibi sınırlamalar getirdi. Ayrıca Türkiye’ye yapılan yurtdışı ödemelerde de zorunluluklar söz konusu. Bu iki durum Mısır’a olan ihracatı azaltmaya başladı. Suriye’ye ihracat kuzeydeki isyancıların elinde bulunan bölgeye yapılıyor. Başta Nusaybin olmak üzere diğer kapılar kullanılamıyor. Suriye’de kalıcı bir barış antlaşması yapılması halinde, her yıl 3 milyon tona tekabül eden 200 milyon dolar civarında ek ihracat yapacağımıza inanıyoruz.

      Seramik sektörümüzde yüzde 12 artışla 1 milyar 250 milyon dolar ihracat hedefliyoruz. Bu yıl tanıtımlar yaparak büyümeyi sürdüreceğimiz pazarlar ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa olacak. Bu kapsamda Haziran ayında 100’ün üzerinde Amerikalı distribütörü Türkiye’de ağırlamaya hazırlanıyoruz.  Bu yıl dünya seramik endüstrisi işlerinin üçte birinin gerçekleştiği Proje Pazarı’nda da faaliyetlerimiz söz konusu olacak. Geçen yıl Londra’daki başarılı tanıtım faaliyetlerimizden yola çıkarak, yakın coğrafyada proje pazarına hakim olan müşavirlik, mimarlık ve müteahhitlik firmalarına yönelik etkin iletişim etkinliklerimiz olacak.  Aynı şekilde en büyük pazarlarımızdan İngiltere’ye yönelik projelerimiz sürecek. Bu kapsamda ülkenin en prestijli sanat platformu olan Royal Academy’nin yaz sergisine sponsor olduk. Royal Academy’nin kurucu ve daimi üyesi olan ve dünya genelinde en nitelikli projelere imza atan mimarların teklifiyle hayata geçecek sponsorluk projesiyle Türk seramiklerinin kalitesini tüm dünyaya yaymak istiyoruz.

      Cam sektörümüzde bu yılki ihracat hedefi 1,2 milyar dolar. 2023 hedefine her yıl yüzde 10 büyüme ile 2, 5 milyar dolarla katkıda bulunmak istiyoruz. Camda bu yıl Romanya, Bulgaristan gibi Balkan ülkeleri ve Rusya’da PVC doğramacılara yönelik toplam 16 tane Enerji Verimliliğinde Cam Semineri düzenleyeceğiz. Yine sektör yetkilileri ve mimarlara yönelik 15 farklı toplantı organize edeceğiz. Ayrıca Rusya, Sırbistan, Romanya, Macaristan, Bulgaristan, Almanya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde fuar katılımlarımız olacak. İhracatta enerji tasarrufunun önem kazandığı, çevre koruma bilincinin yüksek olduğu pazarlarda talebe uygun ürün çeşitliliğiyle hizmet vermeyi sürdüreceğiz.  Ayrıca camda iç pazardaki gelişime de dikkat çekmek isterim; cam üretiminin yarıdan fazlasını oluşturan düzcam alanında, inşaat sektöründeki gelişim belirleyici rol oynuyor. Nüfus artışı, kentleşme ve yenileme kaynaklı konut ihtiyacı, kentleşme kapsamında yürütülen projeler sektörde büyümeyi destekleyen faktörlerdir. Kentsel dönüşüm projelerindeki hareketliliğin sürmesi paralelinde iç pazarda düzcam tüketiminde artış bekliyoruz. Geçen ocak-eylül döneminde ruhsatı alınan bina yüzölçümünde yüzde 39 oranında yüksek artış yaşandı. Bu da 2015 yılında camlama aşamasına gelecek binalarda 2014 yılına göre yüzde 20-25 düzeyinde artış yaşanacağı anlamına geliyor. Konut alım hızının arzdan daha yavaş gelişmesine rağmen, banka kredi faiz oranlarındaki düşme seyri ve hükümetin konut sahibi olmak isteyenlere yönelik başlatmış olduğu destekleme projelerinin sektöre olumlu yansımasını bekliyoruz.

Üç sektörümüzün sürdürülebilir büyümesinde direkt etki eden sorunlarımıza gelince;

     Bildiğiniz gibi çimento, cam ve seramik sanayi üretimini yüksek enerji ve işçilik maliyetleri ile gerçekleştiriyor. Üretimde fosil yakıtlar kullanıldığı için, enerjinin maliyetler içindeki payı yüzde 30 civarında. Nakliye ve girdiler içindeki dolaylı yoldan enerjiye olan bağlılık da dikkate alındığında, enerji maliyetlerinin seyrinin üç sektörümüz için de çok önemli ve belirleyici olduğu ortaya çıkıyor. İhracatta rekabet edilen çoğu ekonomide uygulanan sübvansiyonlar ya da özel enerji fiyatlaması sebebiyle zorluk yaşıyoruz ve pazar kaybediyoruz.Petrol fiyatlarındaki düşme ilk etapta sektörlerimiz için olumlu sonuçlar doğuracak. Ancak petrol ve türevlerine yansıtılan maliyet düşüklüğü, henüz doğalgaza yansıtılmadı. Dolayısıyla enerji fiyatlarında ek vergilerin ihracat adına kaldırılması ve endüstriyel tesis bazında özel fiyat, en önemli gündem maddelerimizden birini oluşturuyor. Aynı şekilde lojistik açıdan liman-hammadde-üretim lokasyonları arasında kurulacak demiryolu ağı altyapısı da bizler için çok önemli bir diğer konu. Öte yandan Dolar’ın Euro gibi diğer para birimleri karşısında yükselişine tanık oluyoruz. Faaliyetlerimiz, düşük Euro nedeniyle ciddi bir Avrupa ithalat tehdidi altında kalacak. Buna benzer bir değerlendirmeyi Ruble ve Rusya için de yapmak mümkün.Bu noktada şunu da söylemek gerekir ki; gerek parite gerekse yüksek enerji maliyetlerinin olumsuz etkisinden kurtulmak için yüksek teknoloji, maliyet ve verimlilik gibi konulara hakim olmamız gerekiyor. Ar-Ge, Tasarım, Teknoloji Üretimi, Yeni Ürün gibi yenilikçi kültüre yatkınlık, orta ve uzun vadede bu maliyet oynaklığından etkilenmemek için önem arz ediyor. Faaliyetlerimizde pazar çeşitliliğine giderek riski azaltmaya, maliyetleri düşürmeye odaklanacağız.

     Küresel ekonomi koşulların hızla değiştiği günümüzde; Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesini sağlamak tüm sektörlerde olduğu gibi çimento, cam ve seramik sektörlerimiz için de ortak hedeftir. Çalışmalarımıza aynı hedef ile devam edeceğiz. 


Önceki Haber Sonraki Haber